0 (352) 324 00 50

 

Restoratif Diş Tedavisi, diş sert dokularını ilgilendiren, bakteri kaynaklı ya da bakteri olmaksızın gelişen tüm rahatsızlıkların ya da mevcut estetik  şikayetlerin teşhis, tedavi ve takibini gerçekleştiren uzmanlık dalıdır. Tedavi sürecinde hastanın şikayetinin giderilmesinin yanında, kaybedilmiş fonksiyon ve estetiğin de yeniden kazandırılması bu uzmanlık dalının ana hedefidir. Restoratif Diş Tedavisi anabilim dalında bilimsel gelişmeler doğrultusunda yeni materyaller, yeni cihazlar ve yeni tedavi yöntemleri kullanılarak, her zaman güncel ve kaliteli bir sağlık hizmeti sunmak hedeflenmektedir.

Restoratif diş tedavisi kliniğinde erken dönem çürük teşhisi ve tedavi planlaması, konservatif tedavi yaklaşımları, dentin hassasiyeti için yapılan tedaviler, vital pulpa tedavisi, direkt kompozit uygulamaları, inley ve onley restorasyonlar, lamine restorasyonları, gülüş tasarımı ve diş beyazlatma uygulamaları yapılmaktadır. Bunların dışında engelli hastalar, yaşlı (Geriatri) ve onkoloji hastalarının diş problemlerinin teşhis ve tedavi işlemleri uygulanmaktadır.

Diş çürüğü nedir?

Diş çürüğü, dişin sert dokusu olarak kabul edilen mine, onun altında bulunan dentin ve bazen kök yüzeyini örten sert dokunun yıkılması olarak tanımlanabilir. Daha çok karbonhidrat içerikli olan yiyeceklerin(şeker, nişasta vb.), kola ve kola gibi şekerli gazlı içecekler, kek, çikolata vb. özellikle yapışkan gıdaların diş yüzeyinde uzun bir müddet temas etmesi ile meydana gelmektedir.

Diş çürüğünün belirtileri ve sonucu nelerdir?

Diş çürümesinin farklı aşamaları vardır ve her biri farklı belirtiler ve riskler arz eder. Çürüme ilk ortaya çıktığında, çok az semptom görülür. Boyutları ilerledikçe ve çürük büyüdükçe, şekerin yanı sıra sıcak ve soğuk gıdalara karşı duyarlılığa neden olur. Bazen de diş çürükleri sürekli bir ağrıya sebebiyet verir. Tedavi edilmeden bırakılırsa, çürüme sinirlere ulaştığı için diş enfekte olur. Dişteki enfeksiyon, şiddetli ağrıya, yüz şişmesine ve ateşe neden olabilen bir apseye sebebiyet verebilir. İlerleyen evrelerde hala müdahale edilmemişse, bu durum kanal tedavisini veya dişin çekilmesini gerektirebilir.

Diş çürüğünü önlenebilir mi?

Evet. Dişlerin etkin olarak günde iki defa fırçalanması , diş hekimi tarafından önerilen doğru diş macunu ve fırçanın kullanılması, diş ipi ve ağız gargaraları ile düzenli bakım yapılması, altı ayda bir diş hekimi kontrolüne gidilmesi diş çürüğünü engellemek için alınabilecek önlemlerdir.

Kompozit Dolgular

İçinde farklı organik ve inorganik doldurucular olan plastik bir karışımdır. Diş renginde olduğu için halk arasında beyaz dolgu olarak tanımlanırlar. Kompozit dolgular çiğneme basınçlarına dayanıklı, aşınmaya dirençli ve diş rengine yakın olmaları sebebiyle ön ve arka dişlerde başarı ile uygulanabilmektedirler. Bu dolguların en büyük avantajları estetik olmalarıdır. Ayrıca bu dolgular dişlere iyice bağlandığı için diş dokularını destekler, kırılmaları ve sıcaklık geçmesini engeller. Kompozitler, yalnızca çürükleri restore etmek için değil, dişlerin rengini ve biçimini değişitirerek kozmetik etkileri için de kullanılabilmektedirler. En önemli dezavantajı işlem sonrası duyarlılıkların olmasıdır. Dolguların renkleri, kahve, çay gibi boyayıcı yiyeceklerle de hafifçe değişebilmektedir.

Kompozit Dolgular Nasıl Yapılır?

Kompozit dolgular, çürük diş dokusu çıkartıldıktan sonra oluşan boşluğa tabaka tabaka yerleştirilir ve her tabaka özel bir ışık ile sertleştirilir. Bu işlem bitince kompozit dolgular dişe göre şekillendirilir ve düzeltilir. Kompozit dolguların ağızda kalma süresi yaklaşık 7-10 yıldır. Bu mateyallerle ön dişlerde çok büyük kayıplar restore edilebilmekte bu nedenle hastaların ısırmada dikkatli olmalarının bu restorasyonların ömrünü uzatacağının da bilinmesi gerekmektedir. Aşınma nedeni ile restore edilmiş dişlerde dikkat edilmesi gereken şey de çok sert olmayan diş fırçaları kullanmaktır. Bu öneriler geniş ön bölge restorasyonları için de geçerlidir.

Amalgam Dolgular

Amalgam dolgular gümüş dolgular olarak da tanımlanır. Amalgam; gümüş, kalay ve bakır alaşımının, cıva ile karıştırılması ile elde edilir. Karışımın %45-50 sini oluşturan cıva, metalleri birbirine bağlayarak dayanıklı bir dolgu malzemesi yaratmış olur. Uzun yıllardır geliştirilerek kullanılmakta olan amalgam dolgular, çok sayıda dişin korunarak ağızda kalmasına hizmet etmiştir. Amalgam dolgular güçlü mekanik özelliklere sahip, dayanıklı, uzun ömürlü, uygulanması kolay ve diğer restorasyon seçeneklerine göre daha düşük maliyetli tedavilerdir.

Amalgamdaki cıva zararlı mıdır ?

Serbest haldeki cıva, beyindeki sinir hücrelerini etkileyerek Alzheimer gibi nörolojik hastalıklara yol açabilmektedir. Amalgam dolgu içerisinde cıva mevcudiyeti, restorasyonun insan sağlığına olan etkisi konusunda hassasiyete neden olmuştur. Ancak amalgam dolgudaki cıvanın diğer metallerle birleştiğinde kimyasal yapısının değişerek zararsız hale geçtiği bilinmektedir. Çiğneme ve öğütme sonucunda ağızda açığa çıkan cıva miktarı su, hava ve çeşitli balık türleri gibi yiyeceklerde alınan cıva miktarıdan çok daha düşüktür. Amalgam restorasyonlardan cıva salınımı en fazla restorasyonun sökülmesi esnasında gerçekleşir. Kliniklerimizde amalgamın bu dezavantajını gidermek için güçlü emiciler kullanılmakta ve atık depolama sistemlerimizle amalgamın çevreye olan etkisi minimalize edilmektedir.

Amalgam dolgulardan sonra kısa süreli bir sıcak-soğuk duyarlılığı olabilmekte ve ender olsa da bazı kişilerde ağızda çeşitli metaller bulunduğunda ya da çatal gibi başka bir metal girdiğinde elektriklenmeden kaynaklı hassasiyetler olabilmektedir.

İnley ve Onley Dolgular

Diş harabiyetinin fazla olduğu durumlarda, yapılan klasik dolguların komşu dişler ile temasını tam olarak sağlanması çok zor, çoğu zaman da olanaksızdır. Böyle bir dolguyla yiyeceklerin iki diş arasına sıkışması, hastalar için rahatsız edici bir his vermekte ve diş eti sağlığını bozmaktadır. İnley ve onley restorasyonlar hastalıklı çürük diş dokusu çıkartıldıktan sonra oluşan boşluğun laboratuvar ortamında üretilen restorasyonlarla doldurulması işlemidir. Bu dolgular hastalıklı bir dişin restorasyonuna ve korunmasına çok önemli katkı sağlayan uygulamalardır. Tamamen kişiye özel ve o dişten ölçü alınarak yapılan inley ve onley dolgular için günümüzde en çok kompozit ve porselen gibi materyaller tercih edilmektedir. İnley ve onley dolgular klasik dolgu yöntemleri ile restore edilemeyen, ancak diş dokularını minimum seviyede kaldırarak konservatif tedavi yapılmak istenmesi sebebiyle, dişe kaplama yapılmasının tercih edilmediği durumlarda iyi bir çözüm olarak kullanılmaktadır.

Lamine Veneer Restorasyonlar (Yaprak Restorasyonlar)

Laminate veneerler, mine defektlerinde, diş renklenmelerinde, diestemalı (dişler arasında boşluk mevcudiyeti), eğilmiş ve aşınmış dişlerde ve özellikle pulpa boyutlarının büyük olduğu genç hastalarda, kron kaplamalara alternatif olarak, özellikle ön grup dişlerde az miktarda diş kesimi yapılarak uygulanan estetik restorasyonlardır. Lamine veneerler estetik restorasyon ile ön dişleri düzeltmenin hızlı ve güvenli bir yoludur. Kompozit ve seramik (porselen) olmak üzere 2 farklı lamine çeşidi mevcuttur.

Porselen laminat veneerler diş yapısına kimyasal olarak bağlanabilen seramikten yapılmış maddelerdir ve estetik tedavilerde kullanılan başlıca tedavi şeklidir. Kompozit Lamine Veneerler ise ön grup dişlerin dış yüzeylerine özel yapıştırıcılarla kompozit dolgu eklenerek hekim tarafından istenilen şekillendirmeler yapılıp bozuk diş görüntüleri daha estetik hale getirilebilmektedir.

Lamine Veneer Hangi Durumlarda Uygulanabilir?

Lekeli Dişler: Geçirilimiş bir hastalık nedeniyle lekelenen veya çok fazla çay, kahve, sigara tüketimi nedeniyle rengini kaybeden dişler, beyazlatma yöntemi ile tedavi edilemiyorsa lamine diş kaplamaları ile tedaviye gidilir.

Zedelenmiş dişler: Kötü kullanım nedeni ile yıpranmış, bir kaza esnasında çizilmiş veya kırılmış dişlerde lamine veneer tedavi yönteminden yararlanılabilir. Dişte küçük bir çizik oluşmuş ise "kompozit" ya da "lamine kaplamalar" ile hızlı bir şekilde tedavi edilebilir. Tek bir dişiniz zedelenmiş olsa da, diğer dişlerinizin rengi ile uyum sağlayarak doğal görünecek porselen lamine veneerler ile tedavi edilebilir.

Diastema (boşluklar): Dişleriniz arasında oluşan boşluklar (diastemalar) lamine veneerler ile kolayca kapatılarak estetik gülüş tasarımı sağlanabilir.

Çapraşık dişler: Çapraşık dişlerin tedavisinde öncelikli olarakortodontik tedavi önerilmektedir. Ancak ortodonti uzun dönemli bir tedavi yöntemi olduğundan ötürü aşırı çarpık olmayan dişlerin tedavi edilmesinde lamine veneerlerden yararlanılır. Lamine veneerler dişlerin ön yüzeylerine yapıştırılarak estetik ve mükemmel gülümsemeler elde edilebilir.

Lamine Veneerler kompozit dolgular ile veya bilgisayar destekli CAD-CAM sistemleri ile yapıldığında aynı gün içerisinde tedavi tamamlanmaktadır. Ancak porselenden lamine veneerler laboratuvarda üretilirse tedavinin tamamlanması 4-7 gün arasında değişiklik gösterebilir.

Gülüş Tasarımı

İnsanlar üzerinde iyi etki bırakan bir gülümsemeye sahip olmak herkesin doğal isteğidir. İdeal gülüşü tanımlamak, kültürler ve bireyler arası farklılıklar gösterse de  dünya genelinde beyaz, simetrik ve sağlıklı dişlerden oluşan gülümseme kabul edilebilir ideal gülüş formu olmuştur. Gülüş tasarımı, bilimsel ve sanatın iç içe geçtiği bir alandır. Bu amaçla muayene sırasında hastadan toplanan veriler, teşhis modelleri, bilimsel ölçümlerden elde edilir. Güzellik algısı, ırklar ve kültürlere göre değişse de güzelliğin temel sanatsal kavramları mevcuttur ve başarılı bir gülüş tasarımı için bu kurallar da dikkate alınmalıdır. Başarılı, sağlıklı ve fonksiyonel bir gülüş tasarımı elde etmek için gülüş tasarımını sırasında unutulmaması gereken bir diğer önemli nokta da gülmenin kaslar, kemikler, eklemler, dişetleri gibi birçok yapının birbiriyle ilişkisi sonucu oluştuğudur. Gülümsemenin bu kadar farklı dokuyu ilgilendirmesi nedeniyle ideal bir gülüşün oluşturulması, ortodonti, cerrahi, periodontal tedavi ve kozmetik diş hekimliğini içeren multidisipliner bir yaklaşımı gerektirebilmektedir. Kliniğimizde multidsipliner çalışmalarla ideal gülüş tasarımını elde etmek için tüm branşlardan farklı tedaviler uygulanmaktadır.

Diş Beyazlatma İşlemi

Yapısal ve çevresel etmenlerle renklenmiş dişlerin, çeşitli materyallerle beyazlatma işlemi uygulanabilmektedir. Beyazlatılan dişler ile daha sağlıklı gülüşler elde edilebilir. Bu tedavi seçeneği genellikle diş gelişimini tamamlamış genç ve erişkin hastaların tümüne uygulanabilmektedir ancak diş hassasiyeti gibi sorunların yaşanmaması için sağlıklı ağızlarda uygulamak oldukça iyi olacaktır. Bu yüzden beyazlatma işlemi öncesi hastanın diğer diş tedavileri tamamlanmalıdır.  Beyazlığını yitirmiş veya yitirmeye devam eden dişlerde renk açma başarısı oldukça iyidir.

Dişlerimi Beyazlattıktan Sonra Tekrar Eski Haline Döner Mi?

Uygulama yapılan dişler elbette eski halinden daha iyi ve daha beyaz olacaktır. Tedavinin ömrü oldukça etkilidir. Fakat tedavinin ömrü hastaların elindedir. Çünkü yedikleri ve içtikleri gıdalar beyazlatılan dişlerin ömrünü etkileyecektir. Bu içeceklere çay ve kahve ile örnek verebiliriz. Bu gıdaları minimum düzeyde kullanmaya özen gösterilmelidir. Bunun ardından ağız bakımınızı dikkatlice aksatmadan yapılmalıdır. Renklenmelere göre yılda bir kez olacak şekilde ekstra bir tedavi gerekebilir.

Diş Beyazlatma İşlemi Nasıl Yapılır?

İki çeşit diş beyazlatma saymak mümkündür. Bunlardan ilki ofiste beyazlatma işlemi gerçekleştirilen tedavi yöntemidir. Bu tip beyazlatmada yoğun bir jel kullanılmaktadır. Ofis tipi beyazlatmalar tek seansta iki üç setlik işlemler ile diş rengi bir kaç ton açılabilir. Oldukça başarılı sonuçlar elde edilir. Diş beyazlatma işlemleri yapılmadan önce diş taşları temizlenir. İşlemlerden önce dişlerin kaydının yapılması dişlerin kaç ton açıldığını gösterecektir. Uygulamadan önce hastanın dişleri izole edilir. Diş etlerine de koruyucu jel uygulanır. Bu aşamadan sonra diş yüzeylerine beyazlatıcı jeller uygulanır. Gerekli durumlarda beyazlatma işlemi belirli aralıklarla iki veya üç seans sürebilir. Dişlerin üzerindeki jel temizlendikten sonra aradaki fark gözlemlenir. Beyatlatmanın etkisini tam anlamıyla görmek için 24 saat beklemek faydalı olacaktır. Bu yöntemle dişleri bir saat içerisinde beyazlatmak olağandır.

İkincisi ise evde yapılan diş beyazlatmalarıdır. Diş hekimi tarafından hastaya özel bir beyazlatma plağı hazırlanır. Beyazlatıcı ilaçların belirli bir süre (8-16 gün) kullanılmasıyla dişler iki-üç ton beyazlamaktadır. Diş rengine bağlı olarak hastaların ev ve ofis tipinin beraber yapıldığı kombine beyazlatma yöntemleri de son yıllarda tercih edilmektedir.

Bilgisayar Destekli CAD-CAM restorasyonlar

Günümüzde, estetik kaygı ile yaptırılan diş tedavilerinin kısa süre içerisinde yapılmasını imkan kılan bilgisayar destekli sistemler kullanılmaktadır. Lamine uygulaması, tam seramik köprü uygulamaları ve porselen dolgu gibi estetik diş tedavileri bu sistemlerle tek seans ile tamamlanabilmektedir. Dişin kesilmesini takiben dijital kamera ile alınan görüntü, bilgisayar ortamına 3D olarak aktarılmaktadır. Hekim ve hasta yeni dişin görünüşünü bilgisayar ortamında birlikte değerlendirir. Bu süre sonunda yeni diş, cihaz tarafından, özel porselen bloklardan kazınarak hazırlanmaktadır. Böylelikle; estetik diş çözümlerine, günlerce prova yapmadan, ölçü alımından kaynaklı bulantı ve hassasiyet problemi yaşamadan bir günde ulaşılabilmektedir. Bu sistem ile uygulanan porselenlerin yapısında metal bulunmamaktadır. Yapısı, dişin doğal yapısına en yakın malzemedir; ayrıca ışık geçirgenliği ile de doğal dişe benzer estetik özelliktedir.     

Lazerle Diş Tedavisi

Kliniğimizde sert ve yumuşak doku lazerleri kullanılarak;

-Ağrısız çürük temizleme işlemi

-Dişetinin cerrahi yöntemle şekillendirilmesi

-Dişeti estetiğine yönelik işlemler

-Kanal tedavisi

-Beyazlatma işlemleri

-Kanama kontrolü gibi işlemler yapılmaktadır.

Diş aşınmalarının sebepleri ve tedavi yöntemleri

Dişlerin çok sert fırçalanması, asitli gıda ve içeceklerin (kola, gazoz) aşırı tüketilmesi, diş fırçalarının sert olması, yanlış diş macunu kullanımı (aşındırıcı özelliği fazla olan ürünlerin kullanımı) hatalı diş fırçası kullanımı ve fırçalama teknikleri diş yüzeylerinde, diş-diş eti birleşim bölgelerinde aşınmaya sebep olabilir. Bu aşınmanın miktarı fazla ise hastada yaşam konforunu etkileyen ağrı ve hassasiyete neden olabilmektedir.

Diş Aşınmaları Nasıl Önlenir?

İleri-geri (yatay) veya yukarı-aşağı (dikey) fırçalamadan kaçınılmalıdır. Dişler her  bölgede yedi-sekiz dairesel hareketle fırçalanıp, bir fırça boyu öne kaydırılarak tüm diş yüzeyleri (yanak, dil-damak ve çiğneyici yüzeyleri) temizlenir. Orta veya yumuşak sertlikte diş fırçaları tercih edilmelidir. Florür içeren jel türündeki (aşındırıcısı azaltılmış) diş macunları ve florürlü gargaralar kullanılabilir. Asitli gıda ve içeceklerden hemen sonra dişler fırçalanmamalı, iki-üç saat sonra fırçalama yapılmalıdır. Asitli içecekler mümkünse pipetle içilmelidir.

Aşınma Tedavileri Nelerdir?

Madde kaybı çok fazla olan dişlerde, duyarlılık ve mine dokusunun kaybıyla bir alttaki sarı dokunun (dentin) ortaya çıkmasından kaynaklanır. Bu durumda kliniğimizde lazerle hassasiyet giderilmesi, hassasiyeti giderici ajanların kullanımı, madde kaybı çok olan dişlerde ışıklı kompozitler (beyaz dolgu) uygulamaları, hassasiyeti gidermek amacıyla yapılmaktadır.

Diş Kırıklarında Neler Yapılması Gerekir?

Dişlerde travma kaynaklı çeşitli bölgelerde kırıklar olabilir. Travmanın şiddeti ve bölgesine göre değişen bu kırıklar bazen gözle görülebilir çatlakla sınırlı olup, bazen diş dokusunun bir kısmının veya tamamının düşmesiyle sonuçlanabilir. Bu durumda 30 dk veya 1 saat içinde mutlaka diş hekimine gidilmeli ve şunlara dikkat edilmelidir;

-Dişe elle temastan kaçınınız.

-Kırığı temiz bir pamuk aracılığı ile alabilirsiniz.

-Kırık parçayı veya dişi süt veya tükürük içerisinde muhafaza ediniz.

Doktorunuzun yanına gittiğinizde dişin kırılma hikâyesini anlatınız.Dişiniz eğer yerinden oynuyorsa kök taraftan kırılmış ve diş kemiğine zarar vermiş olabilir. Bunları anlamak için acil bir diş muayenesi olmanız gerekir. Muayene ile birlikte radyografik muayenelerinde yapılması gerekir. Bu aşamada ağzınızı pek fazla hareket ettirmemelisiniz. Bununla birlikte kırık olan dişinizi de çıkarmamaya çalışın.Bu tip durumlarda dişin ne kadar oynadığı ve çevre dokuların durumu önemlidir. Oynayan dişler kırılmadan veya kemikten kaynaklı olabilir. Dişin yan tarafa doğru hareket alması tedaviyi dikey yöne göre olumlu yönde etkileyebilir. Bunun gibi şikâyetleriniz var ise mutlaka uzman bir diş hekimine görününüz.

Diş kırıklarının tedavisinde dişin durumuna göre farklı tedaviler uygulanabilir. Kırık parçanın yerine yapıştırılması, kırılak kısmın dolgu ile yeniden restorasyonu, sinirler açığa çıktıysa dişe kanal tedavisi uygulaması, dişin pozisyonu değişti ise ortodontik veya cerrahi işlemler uygulanabilir. Travma ve diş kırıklarında acil olarak kliniğimize başvurmanızı tavsiye ederiz.

Ağız Kuruluğu Nedir?

Ağız kurulukları ağız içinde tükürük salgılamasının işlevinin azalması durumudur. Bu tükürük salgılarının azalması ile nemsiz bir zemin oluşur. Nemsiz ağızda da kuruluk meydana gelir. Bu kuruluklar çeşitli sistemik hastalıklar, ağrı kesiciler ve depresyon ilaçları gibi ilaçlar, kemoterapi ve radyoterapi tedavileri kaynaklı olabilir. Tükürüğün ağız içerisinde sindirim ve dişleri koruma gibi bir çok görevi vardır. Bu yüzden ağız kuruluğundan şikayetçi olduğunuzda uzman bir diş hekimine muayene olmanız gereklidir. Bu muayeneler sizi her türlü riskten koruyacaktır.

Ağız Kuruluğu Belirtileri Nelerdir?

Ağız kurulukları belirtileri sıklıkla kendini gösterecektir. Ağız içinin kuru olması ve tükürüğün miktarının azalması ağızda koku yapabilir. Bu kokular gün içerisinde sosyal yaşantınızda sorunlar yaşatabilir. Günlük yaşamınızda bu sorunlar sizi psikolojik anlamda yorabilir. Bir diğer belirti ise dişlerin çürümesi ve yutkunmada güçlük yaşamalar olacaktır. Ağızın kuruması ve nemin azalması ile daha çok susama hissi yaşayabilirsiniz. Kuru olan yiyecekleri yemek istediğinizde neden içeceksiz yiyemiyorum, ağzım neden sürekli kuruyor veya neden ağzımı sürekli tükürükleme ihtiyacı duyuyorum gibi sorularla karşı karşıya kalıyorsanız yüksek ihtimalle ağız kuruluğu sorunuyla karşı karşıyasınız demektir. Bu durumda tükürük akış oranınızın da ölçülmesi gerekmektedir. Belirli sürelerle çiğneme oranınıza bakılacaktır.

Ağız Kuruluğu Tedavisi Nasıl Olur?

Ağız kuruluğunda ve ağız içi diğer hastalıklarda en önemli önlemlerden biri de ağız bakımıdır. Ağız hijyeninin sağlanması, diş macunu, diş fırçalarının dişlere uygun olarak seçilmesi, gerektiği durumlarda gargara ve yapay tükürük solüsyonlarının kullanılması için uzman hekimle görüşmeniz gerekmektedir